1 / 14
Pelin Kaçar
Önce Kein Magazine ile yaptığın çalışmalardan başlayalım, ne dersin?
Elif Domaniç’in tasarımlarının yer aldığı konsept çekimin videosunu yapmak üzere ilk kez Stüdyo Kein'a girdiğimde, uzun zamandır kafamda var olan bir stüdyo konseptinin içinde buldum kendimi. Bir şehir tanıdığın insanlarla bir anlam kazanıyorsa, aynı şekilde çalışma ortamın da öyle. Dört duvar arasına iletişim kurdukların, orayı bir yaşam alanı veya bir atölye haline getirir. Her yerde ve herkesle çalışmayı deneyebilirsin ama sana kendini iyi hissettiren ekip ve mekanlar tıpkı yakın arkadaşların gibi çok az sayıda olacaktır… Kein, hem çalışma ortamı hem de ekip olarak bana kendimi iyi hissettiriyor. Stüdyo dışında olsak bile ekip bütünlüğü asla bozulmuyor, ki bu da başka bir çalışmamız olan ''Wishlist''i ortaya çıkarttı.
Moda fotoğrafçılığına ısınıyor gibisin. Alışılmışın dışında bir stilin var, ileride daha fazla moda işlerinde ismini duyacak mıyız?
Sadece tüketilmek üzerine üretilen rahatsız edici bir anlayış mevcut. Zaman tünelinde aşağı doğru kaybolan an'lar gibi kalıcı hiç bir şey çıkmıyor çarkı döndürenler tarafından. Paketleme o kadar önemli bir hal aldıki, kutunun içinde ne olduğunu kimse umursamıyor artık. Güzel gözüken boş kutular satılıyor. Satın alınan kutular içi boş çıkınca atılıyor. Tarihte hiç, günümüzde olduğu kadar boş kutu satılmadı. Kutunun (karenin) içerisinde her ne varsa onun bir hikayesi var. Yaşadığım sürece anlatacağım bir hikayem olacak. 2 / 14
Pelin Kaçar
“The Other Eye” (bir önceki sayfa) adlı kısa filminin alt metni nedir?
Kusursuzluk, kusurlu parçaların bir araya gelmesi ile oluşur. Onu bu denli cazip kılan ve körü körüne bağlanmamızı sağlayan ise, ona atfettiklerimiz doğrultusunda bakmayı seçtiğimiz nokadır. Mükemmeli algılıyor olmamız, aslında onun bozuk parçalardan oluşan bir yanılsama olduğunu algılayamadığımız içindir.
Karanlık bir taraf var fotoğraflarında, gece gibi… Gece senin için ne ifade ediyor?
İstediğim noktayı aydınlatabileceğim sonsuz ihtimaller tarlası.
4 / 14
5 / 14
6 / 14
Pelin Kaçar
Kendini tamamen özgür hissettiğin, fotoğrafçıların “şahsi iş” demeyi sevdiği işlerinde nelerden ilham alıyorsun?
Bu denli büyük bir alana yayılmış malzeme bolluğunda fotoğraf karesini oluşturana kadar kadar, kokusunu aldığım, tattığım, gördüğüm, duyduğum ve dokunduğum her şeyden ilham alıyorum.
Hangi his, işlerine yön veriyor?
Yıllar önce, bir resme bakarken onun kokusunu almaya çalıştığımı fark etmiştim. Sanki o tuvalin üzerinden gelecek boya kokusu, beni baktığım şeye daha fazla yaklaştırıp onu daha fazla tanımamı sağlayacaktı. Bu çaba büyüdükçe, kokunun kafamda canlandırdığı imgelerin bedenimde yarattığı hissi kendi tarzım ile görseleye dökmeye başladım. (Sanırım bu sebeple Patrick Süskind'in Koku adlı romanı beni çok etkilemişti) Bu yüzden fotoğraflarımda resimselliğe doğru giderken buluyorum kendimi… Bana insan teninin dokusunu hissettiriyor, çatlakları, kırışıklıkları, koldaki tüylerin yumuşaklığını. Bir şeye baktığın zaman onun hamurunun dünyaya yaydığı kokuyu algılayabiliyor olmak harika bir his. İnsan olarak hamurumuz ne ise onun kokusunu almaya, ona dokunup hissetmeye çalışıyorum bir fotoğrafı ortaya çıkartırken. 7 / 14
8 / 14
Pelin Kaçar
Uyandın ve dünya üzerinde sadece 24 saatin var, nerdesin?
Asla bitmeyen bir gürültünün ve kaosun içinde yaşamaya çalışıyoruz. Eğer dünya üzerinde son 24 saatim kaldıysa kendimi duyabildiğim yerdeyim.
Mecra olarak fotoğrafla mı, filmle mi kendini daha iyi ifade ediyorsun?
Somutlaşmak isteyen hislerin ortaya çıkarttığı her hikaye, kendisini anlatmak istediği yolu seçiyor zaten. Bu yolu görsele döktüğüm an kendimi ifade etmiş oluyorum. 9 / 14
Pelin Kaçar
Hayalindeki filmin castında kimler var?
Kafamda 2 senedir kurguladığım bir hikayem var. Çok ufak bir his bile bir anda filmin dünyasına geçişime vesile olabiliyor. Ve o an, arkadaşlarım, sevgilim, ailem veya kaldırıma çıkarken ayağı takılan kadın, kafamdaki filmin karakterleri oluyor, bulunduğum yer filmdeki mekanlardan biri oluyor, oturduğum sandalye bile başka bir objeye dönüşüyor. Benim yaşadığım dünya, çekmek istediğim filmin dünyası oluyor ve ben o dünyanın içinde yaşıyorum. Yönetmeniyken, oyuncusu oluyorum o dünyanın ve diğer karakterlerle iletişime geçebiliyorum.
Beni dinleyen, kahve içtiğim Ada’yla mesela :)
Çok hırslı ve çalışkan olduğunu biliyorum; gelecek 5 yıl sonunda varacağın noktayı şimdiden kestirebiliyor musun?
Gittiğim her yer, gördüğüm her şey, okuduğum her kelime, hissedebildiğim ve hissettirebildiğim her an beni daha güçlü bir yaşayan yapıyor. 5 sene sonunda nerede olmak istemem'den ziyade 5 sene sonunda nasıl bir bilgiye ulaşmak istediğimi biliyorum.
10 / 14
Çok hırslı ve çalışkan olduğunu biliyorum; gelecek 5 yıl sonunda varacağın noktayı şimdiden kestirebiliyor musun?
Gittiğim her yer, gördüğüm her şey, okuduğum her kelime, hissedebildiğim ve hissettirebildiğim her an beni daha güçlü bir yaşayan yapıyor. 5 sene sonunda nerede olmak istemem'den ziyade 5 sene sonunda nasıl bir bilgiye ulaşmak istediğimi biliyorum.
11 / 14
12 / 14
13 / 14